2 Kasım 2012 Cuma

Pide

Yeni görev yerimdeki ilk günümdü. Erken kalkıp okula vardım.
Bahçe kapısından girmek ne mümkün… Servis minibüsü girişi kapatmış…
Bekle bekle gideceği yok…
Sen erken kalk, bunca yolu aş, okulun kapısına dayan, içeri gireme…
 Yok öyle…
Öfkelendim. "Bu densize haddini bildirmek boynumun borcu" dedim, indim arabadan…   Minibüsün arka yan tarafından öne doğru yürüdüm. "Kardeşim sen ne yapıyor…" dedim, demedim, öğrencilerle ilgilenmeyi bir yana bırakıp başını  çevirdi. Bana baktı. Sadece baktı.
 İkna oldum. "Biraz daha beklesem ne çıkar". Üç dört saniyelik o bakış, nasıl anlatsam taşıdığı tüm öğrenciler tehdit altında olan bir dişi kurt, bir Asena bakışı… 
Ya da çocuklarını koruma içgüdüsüyle hareket eden Amazon kadını… Öyle baktı bana… İkna ediciydi. Hiçbir şey söylemedi.  Sadece baktı.
Ben başkasına söylüyormuşum gibi öğrencileri indirmeye devam etti. 
Ben makul bir insanım. Delip geçen bakışlardan tırstığım sanılmasın.
Girişi engellese de öğrencileri güvenle okula taşımakla mükellef bir hanımefendiyle tartışmaya girecek kadar kaba değilim.Yavaşça geri dönüp, arabama bindim, beklemeye devam ettim. Taa ki Bayan Amazon yolu açıncaya kadar. 
Ve o sabah öğrendim ki başka bayan servis şoförleri de var. Hem de çok sayı da…
Artık trafikte önceliği onlara veriyorum.  
Evet bu yörenin kadınlarında Amazon Kadınının ruhu var. Çünkü burası savaşçı kadınların yaşadığı Amazonlar Diyarı Terme…
"Heredot Tarihi"nde geniş yer bulan Amazonlar diyarı Terme… Heredot'a göre Amazonlar Thermedon (Terme Çayı) kenarında Themiskyra şehrini kurmuş ve burada yaşamışlar (Yakın zamana kadar Amazon festivalinin yapıldığı bugünkü Gölyazı köyü civarı olup Termenin 8 km güneyindedir). Ve bu kadın savaşçıların  esir aldığı erkeklerden çocuk yaptığını, çocuk yaptığı erkekleri yani çocuğunun babasını ve de doğan çocuk erkek ise çocuğunu da öldürecek kadar acımasız olduğunu hatırlatmak isterim.  
Yolunuz bir gün Termeye düşerse Amazon ruhunun yaşadığını göreceksiniz. Erkeklere özgü sanılan işlerin üstesinden kolaylıkla gelen kadınları, genç kızları gördüğünüzde şaşırmayın. Burası Amazonlar diyarı Terme…
Olur da gelirseniz Terme Miliç te Amazon  tesislerinde mola verin… Girişte karşılayacak sizi Amazon kadını…
 Hazır mola vermişken Terme pidesini mutlaka tadın… Girin içeriye… Sizi tesis müdürü Sadettin Güller karşılayacaktır. İlerleyin arka tarafa doğru… Miliç Çayı'nın ortasına kazıklar üzerine inşaa edilmiş kamelya da yiyin pidenizi… Yabani su kuşlarının yakınınızda uçtuğuna şahit olacaksınız. Suya bir parça ekmek atın ve izleyin.   Terme pidesini neli olacağı konusunda tereddüt yaşarsanız, seçimi Sadettin Beye bırakın… Vejetaryenler için de pide mönüsü var. Kıymalı, kuşbaşılı veya peynirli ya da sucuklu pidede hep aynı inceliği, yüksek lezzeti bulacaksınız. Fiyatlar derseniz şaşılacak kadar uygun…
Bahse girerim pazılı Terme pidesi yemediniz. Kesinlikle tavsiye ederim. Pişman olmayacaksınız. Bir tarafına biraz kaşar, ortasına yumurta… 






Dumanı üzerinde geliyor. "Pazılı ne olacak" dedim bende şöyle kenarından tattım. Yetmedi. Bir kişi için bir buçuk yaptırın. Pideden önce tadımlık yöresel lezzetleri midenizin altına döşeyin. Lezzetin sırrı belki de ondadır. Terme pidesine Susurluk ayranı yakışıyor. Şöyle köpüklü köpüklü...
Pideleri götürdünüz. Midenizde hala yer var. Ne yapacaksınız? Kalkıp gidecek misiniz? Sakın ama sakın bu hatayı yapmayın. Adı Amazon tatlısı. Evet  Amazon tatlısı isteyin. Havuç, ceviz, fındık, fıstık, birazcık un ile yumurtanın uyumu ancak bu kadar olur. Olağanüstü… Kenarında dondurma ile servis ediliyor. Tesis Müdürü Sadettin Bey bunu şeker hastalarının bile tüketebileceğini söylüyor.
Başka seçenekleriniz de var. Benzer lezzetleri tadabileceğiniz.  Samsun yönünden Terme'ye geliyorsanız Soğancı Park, şehir içinde Özler Pide gibi yöresel lezzetleri tadabileceğiniz çok sayıda lokanta var.
Size bir sır vereyim.  Bu lezzetlerin aynı coğrafyada bir arada bulunması tesadüf olamaz. İşin sırrı Amazon kadınının yeteneğinde…
 Hoşçalkalın…
Musa Özcan



--
11/02/2012 08:34:00 PM tarihinde Musa Özcan tarafından Maydanoz... adresine gönderildi

21 Mayıs 2012 Pazartesi

Öğrenci Stajları

Nisan bitti.
Okul kapandı.
“Nisan’da okul kapanır mı” dediğinizi duyar gibiyim.
Ama öyledir Otelcilik ve Turizm Meslek Liselerinde…
Nisan’ın bitmesi 10. ve 11. sınıflar için okulun kapanması, 12. Sınıflar için mezuniyet anlamını taşır.
Okul biter ama yeni bir süreç başlar.
Staj zamanı gelir.
Yeni söylemle beceri eğitimine gidilir.

Okul kapanır.

Ancak eğitim işletmelerde devam eder. Dört ay boyunca…
İş; dünya devleri arasında yer alan turistik işletmelerde öğrenilir.
Beceriler sergilenir.

Var olanlara yeni beceriler eklenir.

Tabii uygulama eğitimi sürecinde para da kazanılır iyi denecek düzeyde.

Sigorta daha beceri eğitimi başlamadan yapılır.
Öğrencinin yeme-içme, konaklama gibi ihtiyaçları işyerince karşılanır.

Bafra Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi öğrencileri de staja (beceri eğitimine) gittiler...
Beraber gittik…
Ne yolculuktu!...
Gideceğimiz yer adeta bizden uzaklaştı.
20 saat...

Yol boyunca Aşık Veysel'in "İki kapılı bir handa gidiyorum gündüz gece" dizeleri kulaklarımda çınladı.
“Hocam midem bulanıyor, otobüsü durdurun” …

Eee sağlık sorunu otobüs tabii ki duracak…

“Sıkça su içmeyin” diye uyardığım halde… Bolca su, kola, meyve suyu içildi…

Durduk, dinlendik defalarca…

“Hocam acilen durmamız gerekiyor” diyorsa biri durumu gerçekten acildir. Hiç sorgulamayın. Otobüsü durdurun…

Biz de öyle yaptık. Otobüsü sürekli durdurduk.

Duran otobüs yolcuları olduk hepimiz…

Haliyle Yolculuk bitmek bilmedi ….

Uzatmayalım…

14 Mayıs öğleye doğru varabildik Bodrum’a…

Planladığımız şekilde otellerden gelen servisler karşıladı bizi…

Koordinatör öğretmenlerim Fikret Bey Xanadu Island’a, Zeynel Bey Aegean Dream’a, Esra Hanım Ramada Resort ve Diamont Of Bodrum’a doğru otellerin servislerine doluşup yola çıktılar…

Sevda Hanım ve Birsel Hanım aynı saatlerde Fethiye’de Majesty Clup Tuana ve Lykıa Botanika Beach otellerinde öğrencileriyle oryantasyon eğitimindeydi.

Bense Kempiskı otele yerleştireceğim Kadir’le gönderilen servis aracına bindim.

15 dakika süren yolculuktan sonra Kempiskı Otel’deyiz.

Bodrum Yarımadası’nın güneyindeki yamaca kurulmuş büyük bir tesis…

Rehberimiz eşliğinde insan kaynakları departmanına ulatık. İnsan kaynakları departmanı müdürü Cemre Hanım ve Şef Cumhur Bey karşılıyor bizi… Tanışıyoruz. Sözleşmelerin ve diğer dökümanların yer aldığı dosyalardaki belgeleri karşılıklı imzalıyoruz. Beceri eğitimi sürecinde beklentilerimizi, yerine getirilmesi gerekenleri konuşuyoruz. Öğrencimizin kalacağı lojmanı görmem gerektiğini söylüyorum.

Cumhur Bey lojman "Bodrum merkezde" diyor. Otele ulaşımı soruyorum. Otelin servisi olduğunu öğreniyorum. Ben ince eleyip sık dokuyunca Cemre Hanım dünya çapında örgütlendiklerini eğitim departmanlarının deneyimli personelden oluştuğunu kendilerine güvenmemiz gerektiğini ifade ediyor.

Kadir’i lojmana yerleştirmek üzere Bodrum merkeze hareket ediyoruz. Lojman denilen yer Kempiskı Hotel tarafından çalışan personel için kiralanmış, başka bir otel… Koşulları iyi, temiz… Üç yıldızlı bir otel… Kadir’in yüzündeki mutluluk ifadesi gözümden kaçmıyor.

Yakındaki Diamond Of Bodrum oteline yürüyerek geçiyorum. Koordinatör öğretmen arkadaşım Esra Hanım Diamond oteller grubunun insan kaynakları Müdürü Alican Şahinoğlu ile tanıştırıyor beni… Karşımda genç, dinamik projeleri olan Türkiye'deki 10 büyük otelin genel müdürü duruyor. Sektörün sorunlarını, yapılması gerekenleri, konuşuyoruz, tartışıyoruz. Anlıyorum ki durup dururken kimseyi genel müdür yapmıyorlar. Beklentilerimizi dile getiriyorum. Görüşlerimiz örtüşüyor.

Bu arada Esra Hanım’dan öğrencilerimizin yemeklerini yediğini lojmana yerleştiklerini ve odalarında dinlenmekte olduğunu öğreniyorum.

Sonra Family Belvedere Otele gitmek üzere Yalıkavak’a doğru yola çıkıyoruz. Turizm sezonun ilk günleri olmasına karşın trafik katlanılacak gibi değil. Yaz mevsiminde bu yollar oluşacak trafiği kaldıramaz. Acil çözüm bulunması gereken bir sorunla karşı karşıya Bodrum… Kısa yol için uzun bir yolculuktan sonra Yalıkavak Family Belvedere Hotel’e varıyoruz. Family Belvedere Otel Yalıkavak koyuna hakim tepeden gören bir konuma sahip… Manzara muhteşem…

Otelin sahibi Murat Bey ve eşi Emel Hanım kapıda karşılıyor bizi… Biraz soluklandıktan sonra oryantasyona başlıyoruz. Öğrencilerimizin kalacağı lojmanları dolaşıyoruz. Koşullar iyi... Otel temiz.

Daha çok yabancı turistlere hizmet veren bir tesis... Murat Bey, Emel Hanım ve Serhat Bey misafirlerine evlerinde olduklarını hissettirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Orada geceliyoruz.

Sabah kalkıyoruz. Program yoğun... Öğrenciler işbaşı yapacaklar. Beceri eğitimi başlayacak... Oteller tek tek dolaşılıp çalışma düzeni ve işleyiş yerinde izlenecek... Öyle de yapıyoruz planladığımız şekilde otelleri dolaşıyoruz.

Sevincim bin kat artıyor. Çocuklarımızı görev başında izleyince bir günde büyüdüklerine şahit oluyoruz. Yol boyunca mızmızlanan öğrenciler yok artık. Ve bunların bir kısmı 10. sınıf öğrencisi... Okul Müdürü olarak her eğitimcinin yaşaması gereken tarif edilemez bir gururu yaşıyorum. Kimi serviste, kimi büfede, kimi resepsiyonda, çatır çatır ingilizce konuşuyor, oradan oraya sesizce koşturuyorlar. Jest ve mimikleri usta işi... İçimden "bu iş tamam" diyorum. Çünkü bu çocuklar mezun olduktan sonra isterlerse bu otellerde çalışabilecekler. Ne kadar kazanacaklarına ve yükseleceklerine kendileri karar verecekler.

Bu arada Bafra Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi mezunu olupta hala iş arayan varsa 03625434711 numaralı telefondan "Mezunlarla Dayanışma Birimi"ne Mustafa Akgün Bey'e müracaat etsin.

Burada ilköğretim 8. sınıf öğrencilerini, anne ve babalarını da bilgilendirmek isterim. Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi öğrencileri 10. sınıftan itibaren yukarıda bahsettiğim şekilse sigortalı olarak işe başlar, para kazanır. Mezun olduğunda sınavsız olarak, yüksekokullara geçebileceği gibi YGS sonucuna göre dört yıllık fakültelere de yerleşebilir. Tercihini iş hayatına atılmaktan yana kullanırsa işi hazırdır. İsterse diplomayla birlikte verdiğimiz işyeri açma belgesini kullanarak sektörde işveren olabilir. Ya da herhangibir lise mezunu gibi başka fakülteleri de tercih edebilir.

Sayın Anne ve Babalar;

Çocuğunuzun iletişim ve dil becerisi geliştirilebilir düzeydeyse, herhangibir sağlık sorunu yoksa SBS tercihlerinde mutlaka Otelcilik ve Turizm Meslek Liselerine yer versin. Bu okullardan birine adım attığında geleceğini kurtarmış demektir.

Biz bir şeyin bilincindeyiz. Yaptığımız iş çok önemli... Turizm gibi sürekli büyüyen, kazancın çok iyi olduğu sektöre eleman yetiştiriyoruz. Yetiştirdğimiz elemanlar işini iyi yapmalı, yeniliklere açık olmalı, dil bilmeli, güzel konuşmalı, iyi yaşamalı... Kısaca iyi insan olmalı... Çünkü sektörün genel müdürleri, birim yöneticileri, işverenleri, şefleri bizim öğrencilerimiz arasından çıkacak...

Bizim çocuklarımız bugün Bodrum Family Belvedere (
http://www.familybelvedere.com/ ), Bodrum Xanadu Island (http://www.xanaduhotels.com.tr/hotels.asp?hotelID=1&hotel=Xanadu-Resort-Hotel ), Bodrum Kempiskı Hotel ( http://www.kempinski.com/en/bodrum/hotel-barbaros-bay/overview/ ), Bodrum Ramada Resort ( http://www.ramadaresortbodrum.com/ ), Dıamond Of Bodrum (http://www.diamondofbodrum.com.tr/tr/default.asp ), Bodrum Aegean Dream

( http://www.aegeandream.com/ ), Fethiye Majesty Clup Tuana

( http://www.majesty.com.tr/Default.aspx ), Fethiye Lykıa Botanika Beach

( http://www.lykiabotanika.com/ ) otellerinde beceri eğitiminde geleceğe hazırlanıyor.

Kendileri için, Türkiye için...

Yarın sizin çocuklarınız bu şanslı guruba katılmalı...

Okul Müdürü olarak sevgili çocuklarımıza Türkiye'nin aydınlık geleceğine uzanan bu yolda başarı, sağlık ve mutluluklar dilerim.

Sevgilerimle...

Musa Özcan
Samsun Bafra Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi Müdürü

27 Mart 2012 Salı

COĞRAFYA ÖĞRETMENLERİ ZÜMRE TOPLANTISI


Coğrafyacılar yine toplandılar. Aynı şeyi daha öncede yapmışlardı.
Bu kez Samsun Canik Meşe Kültür Tesisleri'nde 23.03.2012'de biraraya geldiler.

İki yıldır süren "Öğreniyorum-Öğretiyorum projesinin" değerlendirdiler. Son noktayı koydular. Hem katılımcılar hem de yeni konular açısından daha kapsamlı bir toplantı oldu. Samsun'un en hızlı gelişen merkez ilçesi olan Canik Belediye Başkanı Osman Genç toplantıdaydı. Osman Genç eğitim ve kültür alanına yaptığı yatırım ve destekle herkesin iyi tanıdığı çok başarılı bir belediye başkanı… Gerçekleştirdikleri ve gerçekleştirecekleri projelerden bahsetti.
Toplantı iki bölümden oluştu diyebilirim. Birinci bölümde "Öğreniyorum-öğretiyorum projesi" değerlendirildi. İkinci bölümün konusu coğrafya öğretiminde ve projelerinde Samsun'un içinde bulunduğu durum ve çözümlerdi.

Toplantının birinci bölümünün açış konuşmasını İlkadım İlçe Milli Eğitim Müdürü Davut Numanoğlu yaptı. Davut Numanoğlu'nu, okuyanlar konuya ilişkin yazdığım bloglardan hatırlayacaklardır. Taa en başından projenin içinde yer alan tam destek veren hatta bizzat katılan yöneticilerden biri… ( http://blog.milliyet.com.tr/Bir_grup_ogretmen_daga_cikti/Blog/?BlogNo=207672 

Numanoğlu Eğitim Müdürü bulunduğu İlkadım İlçesinin TÜBİTAK-BİDEP projelerindeki önemli, öncü yerinden bahsetti. 2012 Bölge sergisine çağırılan projeler arasından seçilerek Ankara'ya gidecek proje sayısı açısından İlkadım'ın önemli bir rolü olduğunu söyledi. Gerçekten proje üretmede İlkadım Türkiye'de öncü kentler arasında… İşin sırrı okul-üniversite işbirliğinde… Ondokuzmayıs Üniversitesi Akademisyenleri- MEB Öğretmenleri işbirliğinden çözümler çıkıyor. Konuyu dağıtmayalım. Numanoğlu Konuşmasının sonunda projeye emeği geçen herkese teşekkür etti. Canik Belediye Başkanı Osman Genç'e eğitime yaptıklar büyük katkıları için plaket sundu.


Proje için Onlar önde coğrafyacılar arkada dağ taş dolaşan, dağı taşı anlatan OMÜ Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cevdet Yılmaz'a, Prof. Dr. Ali Uzun'a, Prof. Dr. Halil İbrahim Zeybek'e emekleri için teşekkür ederek, plaketlerini verdi.  

Osman Genç ülkemizin geleceği için en kalıcı yatırımın eğitim alanına yapılan yatırımdır diyerek "Nasıl ki çevremizi, yaşadığımız bölgenin coğrafi yapısını bilmemiz gerekiyorsa, aynı şekilde tarihimizi de mutlaka öğrenmemiz gerekiyor. İnsanların olduğu gibi şehirlerin de genleri vardır. Biz, Canik Belediyesi olarak 'İlkçağdan Cumhuriyete Canik' kitabımızı hazırlayan Samsun'un genlerini ortaya çıkardık. Bu şehrin genleri çok sağlam" olduğunu söyledi.  
Canik  Samsun'ungenlerinde eğitim, kültür ve ticaretin olduğuna işaret eden Genç, "Canik'i sağlam temeller üzerine oturtarak yeniden inşaa ediyoruz. Canik, tıpkı geçmişteki gibi yeniden şahlanıyor" diye konuştu. Genç ayrıca, bundan sonra üç ayrı eser daha hazırlayacaklarını vurgulayarak, Canik Sancağı'nın coğrafik yapısı, ekonomik ve ticari yaşantısı ile kültürel yapısını ortaya çıkaracaklarını da dile getirdi. 

Bu arada ''İlkçağdan Cumhuriyete Canik'' kitabı Canik Belediyesi Kültür Yayınlarından… Editör Prof. Dr. Cevdet Yılmaz… Kitabı zevkle okuyorum.

Başkan Genç'in bahsettiği projelerden biri ''Samsun Coğrafyası'' kitabı… Aynı ekip hazırlıyor (Prof. Dr. Cevdet Yılmaz'a, Prof. Dr. Ali Uzun'a, Prof. Dr. Halil İbrahim Zeybek). Bu ekip memleket kültürünü daha ileriye götürebilmek için üzerine düşeni yapıyor. Olur da projenin bir aşamasında görev düşer, ''Samsun için seve seve'' derim.

Toplantının ikinci bölümü sohbet havasında geçti. Ali Hoca konuşkan coğrafyacıların diğerlerine fırsat vermediğini görerek hamlesini yaptı. ''Herkes konuşsun, sırayla'' dedi. Meğerse buymuş anahtar sözcük. Neler çıktı neler. Her biri proje konusu olabilecek fikirler ortaya atıldı. Coğrafya öğretiminde karşılaşılan güçlüklerden çözüm örneklerine, çevre sorunlarından kent parkına duymadığımız fikirler dillendirildi. En dikkat çekici bulduğum Atatürk Anadolu Lisesi Coğrafya Öğretmeni Türkan Numanoğlu'nun fikri olan "coğrafyacılar günü" önerisiydi. Adına bakarak sadece pasta börek tüketilip göbek büyütülecek faaliyet olarak düşünmemek lazım. Coğrafyacıları şehir bazında biraraya getirecek bir anlamda genişletilmiş zümre toplantısı olarak değerlendirmek gerekiyor. Nerede sorusuna da Prof. Ali Uzun çözüm buldu. Samsun Öğretmenevi'nin teras katındaki toplantı salonu. 19 Mayıs Lisesi Coğrafya Öğretmeni Hülya Özcan 12. sınıfta özellikle 2. dönemin kayıp zaman olduğunu o nedenle kıt kanaat biraraya getirilen kaynakların ziyan olduğunu söyledi. Yasemin Boyacı'nın coğrafya kazanımlarına ilişkin, Eren Şenol'un Coğrafya Parkı projesi aklımda kalan birkaç öneri.

Bir şeyi iyice anladım.'' Tepeden inme uygulamalar yerine çözüm uygulama alanında aranmalı''. Çözüm yerinde aranınca yerel sorunlara özel çözümler getiren projeler ortaya çıkabiliyor.

Başa dönersek bu hareketi başlatan Samsun Mithatpaşa Lisesi'nden Fatma Gebeloğlu ve Yasemin Boyacı, Samsun Anadolu İmamhatip Lisesi'nden Tahir Çoban, Atatürk Anadolu Lisesi'nden Türkan Numanoğlu'na teşekkür etmek gerek… Sadece onlara mı? Özellikle de Samsun'un değişik okullarından katılarak projeye destek veren coğrafya öğretmenlerine, projeye yön veren Prof. Dr. Cevdet Yılmaz'a, Prof. Dr. Ali Uzun'a, Prof. Dr. Halil İbrahim Zeybek'e sonsuz teşekkürler…

Coğrafyacılar hareketi Samsun'da başladı, Türkiye'ye yayılarak devam edecek…
Musa Özcan

Fotoğraflar: Tahir Çoban