29 Eylül 2009 Salı
Müdürlük Ve Müdür Yardımcılığı Sınavı Hazırlık
Söz verdim…
Uyumadım…
Çalıştım…
Çile çektim (Yaani)…
Araştırdım…
Hazırladım…
Sözümü yerine getirdim…
http://tarihodevi.blogspot.com/2009/09/mudurluk-ve-mudur-yardmclg-snav-sorular.html linkindeki yazımda söz verdiğim Müdürlük ve Müdür Yardımcılığı sınavlarına hazırlık setini aşağıda sunuyorum. Bu set sınav sorularının sadece %60’ını kapsamaktadır (Ayrıntı http://egitek.meb.gov.tr/Sinavlar/Klavuz/2009/Meb_MdrYrd_Snv.pdf adresindeki sınav kılavuzunda).
Yönetici adayı öğretmenlere buradan sesleniyorum.
Fırsatçı yayınevlerine paranızı kaptırmayın.
Yıllar önce başka amaçlarla hazırladıkları, dijital arşivlerindeki kitapları yeni kapakla süsleyip satacaklar.
Büyük bir ihtimalle mevzuattaki son değişiklikler bu kitaplarda yer almayacak.
Peki hiçbir maddi çıkar gözetmeden derlediğimiz hazırlık setimizde son değişiklikler var mı? Tabi ki var…
Hem de mevzuatı okumak için ana kaynağa bağlanacaksınız. Çoğu MEB Mevzuat Bankası’ndan…
Öğretmen arkadaşlarım sınava girme kararından önce setimize bir göz atsınlar.
Göz attıktan sonra “kolay; hepsini okurum” diyebiliyorlarsa sınava girme kararı alsınlar. Sınav konusu mevzuatın sadece linkleri bir sayfa tuttu. Linklerin içeriğini incelerseniz ciltler dolusu kitaplar oluşturacaktır.
Bu değerlendirmenin gözünüzü korkutmayacağından eminim…
MEB Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü konuların kapsamının çok geniş, sınavın zor geçeceğini kabul etmiş olacak ki müdür adaylarının işini kolaylaştırmak için sınavlardaki seçenek sayısını 4’le sınırlamış. Atsanız bile doğruyu bulma olasılığınız %25… Seçenek sayısını 3-2’ye indirebiliyorsanız bu olasılık daha da yükseliyor.
Sanırım yanlış doğruyu götürmüyor. Başarı puanı hesaplanmasında; [Puan=(Doğru Sayısı/Soru Sayısı) X 100] formülü kullanılacağına göre yanlışlar dikkate alınmayacak…
Başvuruları 5-9 Ekim tarihleri arasında http://www.meb.gov.tr adresinden adayın kendisinin yapacağını, Müdür Yardımcılığı Seçme Sınavının 31 Ekim 2009 Cumartesi günü saat 10.00’da ve Müdürlük Seçme Sınavının 01 Kasım 2009 Pazar günü saat 10.00’da uygulanacağını, sınav merkezi olarak Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kayseri, Kocaeli, Konya, Mersin, Malatya, Sakarya, Samsun, Trabzon, Van ve Zonguldak şehirlerden ikisini seçmek zorunda olduğunuzu hatırlatalım.
25 TL’lik sınav ücretini başvuru süresi içinde T.C. Ziraat Bankası A.Ş. veya Türkiye Vakıflar Bankası TAO ya da Türkiye Halk Bankası A.Ş. Şubelerinden kurumsal tahsilât programı aracılığıyla T.C. kimlik numarasıyla yatırmayı unutmayınız.
Çalışan, emek veren, hak eden kazansın…
Musa Özcan
Öğretmen
5442 sayılı İl İdaresi Kanunu http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/938.html
4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/1303.html
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun http://mevzuat.meb.gov.tr/html/38.html
3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/691.html
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu http://www.mevzuat.gov.tr/Metin.Aspx?MevzuatKod=1.5.5018&MevzuatIliski=0&sourceXmlSearch=
1702 sayılı İlk ve Orta Tedrisat Muallimlerinin Terfi ve Tecziyeleri Hakkında Kanun http://mevzuat.meb.gov.tr/html/20.html
222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu http://mevzuat.meb.gov.tr/html/24.html
3797 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun http://mevzuat.meb.gov.tr/html/73.html
1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu http://mevzuat.meb.gov.tr/html/88.html
Millî Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin
Karar http://mevzuat.meb.gov.tr/html/26378_0.html
Millî Eğitim Bakanlığı Sicil Amirleri Yönetmeliği http://mevzuat.meb.gov.tr/html/20890_1.html
Millî Eğitim Bakanlığı Disiplin Amirleri Yönetmeliği http://mevzuat.meb.gov.tr/html/20890_0.html
Millî Eğitim Bakanlığı Aday Memurlarının Yetiştirilmelerine İlişkin Yönetmelik http://mevzuat.meb.gov.tr/html/42.html
Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliği http://mevzuat.meb.gov.tr/html/225_0.html
Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim ve Orta Öğretim Kurumları Sosyal Etkinlikler
Yönetmeliği http://www.resmi-gazete.org/sayi/11488/milli-egitimbakanligi-ilkogretim-ve-orta-ogretim-kurumlari-sosyal-etkinlikler-yonetmeligi.html
Millî Eğitim Bakanlığı Okul‐Aile Birliği Yönetmeliği http://mevzuat.meb.gov.tr/html/25831_0.html
Millî Eğitim Bakanlığı Orta Öğretim Kurumları Sınıf Geçme ve Sınav Yönetmeliği http://mevzuat.meb.gov.tr/html/25664_0.html
Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Ödül ve Disiplin Yönetmeliği http://mevzuat.meb.gov.tr/html/26408_0.html
Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği http://ttogm.meb.gov.tr/news.php?go=fullnews&newsid=230
Millî Eğitim Bakanlığı Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri Yönetmeliği http://mevzuat.meb.gov.tr/html/68.html
Okul Servis Araçları Hizmet Yönetmeliği http://mevzuat.meb.gov.tr/html/25138_0.html
26184 sayılı Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği http://mebyonetici.com/26184-sayili-ozel-egitim-hizmetleri-yonetmeligi.html
17475 sayılı Ulusal ve Resmî Bayramlarda Yapılacak Törenler Yönetmeliği http://mevzuat.meb.gov.tr/html/17475_0.html
YÖNERGELER
Millî Eğitim Bakanlığı Bayrak Törenleri Yönergesi http://www.meb.gov.tr/duyurular/duyurular2007/bedegitim/BayrakTorenYonergesi.pdf
Millî Eğitim Bakanlığı Personeli İzin Yönergesi http://mevzuat.meb.gov.tr/html/56.html
Millî Eğitim Bakanlığı Personelinin Aylıkla Ödüllendirilmesi Hakkında Yönerge http://mevzuat.meb.gov.tr/html/2302_0.html
26 Eylül 2009 Cumartesi
Maden suyunun zararları
Önce boş bir şişe bulunur!
Yok, yok hiç uğraşmayın…
En iyisi hazır Molotof kokteyli alın…
En yakın bakkal veya markete gidin. Bir veya birkaç şişe maden suyu alın. Eve getirin. İşte tamam Molotof kokteyliniz hazır… Evinizde… Gözünüz gibi koruduğunuz çocuklarınızın gözünü kör etmeye hazır… Sevgili eşinizi, annenizi, babanızı, arkadaşlarınızı sakat bırakmaya, hatta öldürmeye aday…
En iyisi size olayı anlatayım…
Okulun ilk günü… Öğretmenler odasındayız… Uzun süredir görüşmediğimiz arkadaşlarımızla hasret gideriyoruz… Derken yüzündeki sargılarla çevresindekilere bir şeyler anlatan öğretmen arkadaşım dikkatimi çekiyor. Kaza geçirdiği kolayca anlaşılıyor. Bende kalabalığa katılıp “geçmiş olsun” diyorum. “Ne oldu” diye sorunca baştan aldı. Başladı anlatmaya:
“Mutfakta yemek hazırlıyordum. Bir şey oldu. Patlama gibi. Ne olduğunu anlamaya çalışırken Yüzümde ıslaklık hissettim. Dokundum. Elim kana bulanmıştı. Yüzüm, yüzümü hissetmiyordum. Kanama devam ediyordu. Elbisem ve zeminde kan damlaları… O anda etrafa saçılmış cam parçalarını gördüm. Cam parçacıkları arasında kapağı hala yerinde duran maden suyu şişesinin ağız kısmı da vardı. O an olayı anladım. Eşim koşup, geldi. Beni gördüğü andaki tepkisinden durumunun ciddiyetini anladım. Hemen acile gittik. Dikiş atıldı.”
Söze karışıp; “şişe raftan düşmüş olmalı” dedim.
“Hayır, hayır tezgahın üzerinde duruyordu. Dokunmadım bile”
“O zaman”
“Kendiliğinden, durup dururken patladı” dedi.
Grupta dinleyicilerden diğeri akrabasının başına gelen benzer olayın gözünü kör ettiğini, başka biri yaşadığı maden suyu şişesi vakasını anlattı.
İnternetten araştırdım çok sayıda benzer vaka var(Bazılarının linkleri aşağıda).
Olaylar dinleyince evimizde bombalar arasında yaşadığımızı düşündüm. Bu nasıl iş… Böyle açık bir tehlike ortadayken nasıl önlem alınmaz.
Sağlık bulmak için tüketilen maden suları insanımızı sağlığından ediyor.
Şişelerin üzerine bakarsanız. Ruhsat tarihi, izin vs bilgiler var.
Ama olması gereken ifade yok…
“Patlayabilir” yazmıyor. Yazsa vatandaş önlemini alacak…
Sigarada yazıyor. Öldürebilir diye…
Maden suyu şişesinin üzerinde yok… Yazdırmamışlar…
Madem; maden suyu piyasasında büyük bir denetimsizlik var… İlgili birimler olayın vahametini henüz idrak edememiş… Vatandaş olarak talebimiz şişelerin üzerine yazılsın “Molotof kokteyli gibi patlar” veya sadece “patlayıcıdır” ya da “hamile, çocuk, kadın, erkek ayrımı yapmadan yaralayabilir” diye…
http://www.nethaber.com/Toplum/23443/Patlayan-maden-suyu-sisesi-kor-etti
http://www.habervitrini.com/haber.asp?id=164925
http://www.karacabay.com.tr/index.php?option=com_content&task=view&id=361&Itemid=3
http://www.maydonoz.us/yasam/maden-suyu-siseleri-bomba-gibi-patlayabilir.html
23 Eylül 2009 Çarşamba
Müdürlük ve Müdür Yardımcılığı sınavı soruları
Bakanlığın 5 yıl önce kaldırdığı sınavla yönetici atama sistemi yeniden hayata geçiyor.
Haksızlığa uğradığını düşünen müdür adayları rakiplerine “hodri meydan” deyip, öğrencilere ter döktürdükleri sınav sıralarında kozlarını paylaşacak…
60 ve üzerinde puan alanlar yöneticilik vizesi alacak…
İyi olan atanacak.
Atanamayan kaderine razı olacak.
Danıştay’ın bakanlığın yaptığı atama uygulamalarını adil bulmaması nedeniyle asaleten atama yapılamayan 30 binden fazla okul vekaleten yönetiliyor. Bakanlık bu yönetici krizini adalet ölçülerine uygun çözebilmek için bir yönetmelik çıkardı. 13 Ağustos 2009 Tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı.
Artık müdür, müdür yardımcısı atamaları “Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmelik” kurallarına göre yürütülecek…
Bundan böyle “Ben müdür olmak istiyorum” diyen müdür olamayacak.
Yönetmeliğe göre “müdür olmak istiyorum” diyen sınavına girecek, ter dökecek, kazanırsa müdür olacak. Tabii kazanması için de çalışması lazım…
Yok öyle artık yan gel yat, torpilini bul, müdür ol…
Bu daha adil değil mi?
Peki sınavlar ne zaman uygulanacak? Sınava katılmak isteyenler nereye nasıl başvuracaklar?
Müdür Yardımcılığı sınavı 31 ekim Cumartesi, müdürlük sınavı 1 kasım Pazar günü yapılacak… Bilgisine güvenen aday iki sınava da katılabilecek…
Sınav için başvurular 5-9 ekim tarihleri arasında http://www.meb.gov.tr/ adresinden yapılacak.
Büyükşehirler ile Van, Zonguldak, Trabzon, Elazığ ve Malatya sınavın uygulanacağı merkezler olacak.
İsteyen öğretmen sınava girebilecek mi?
Genel kuralların dışında bazı kısıtlamalar var. Örneğin; bu sınava katılabilmek için bakanlık kadrolarında en az üç yıl çalışmış olmak, son üç yıllık sicil notu ortalaması olumlu olmak, son üç yıl içerisinde adli veya idari soruşturma sonucu yöneticilik görevinden alınmamış olmak gibi… Müdürlük sınavı için en az bir yıl müdür yardımcılığı yapmış olmak gerekiyor.
Sorular nereden gelecek?
Asıl soru bu… Eee “ne oldum değil, ne olacağım demeli” sözünü boşuna söylememiş atalarımız. Sen misin zavallı öğrencileri kazık sorularla inim inim inleten, buyur böyle, inleme sırası sende (Ben bu sınava katılmayı düşünmediğimden rahat rahat yazıyorum)… Diyorsam da sınava giren öğretmenlerin tamamına yakınının 60 puanı aşacağını düşünmekteyim.
Altmışı aşarlar da; sorular nereden gelir?
Müdür yardımcılığı sınavında soruların %10’u Türkçe-dil bilgisinden, % 5’i Resmî yazışma kurallarından,
% 10’u Atatürk İlkeleri ve Türk İnkılâp Tarihi ve Ulusal Güvenlik’ten, %9’u T.C. Anayasası’ndan, % 6’sı Genel Kültürden, % 60’ı ki ağırlık bu alanda; 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu, 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu dâhil görevin gerektirdiği diğer temel mevzuattan gelecek..
İlginçtir müdürlük sınavında soruların dağılımı ve ağırlığı değişiyor. Şöyle ki; Türkçe-dil bilgisi %10,
resmî yazışma kuralları % 4, halkla ilişkiler ve iletişim becerileri % 4, okul Yönetimi % 4, yönetimde insan ilişkileri % 4, okul geliştirme % 4, eğitim ve öğretimde etik % 5, Türk İdare sistemi ve protokol kuralları % 5, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu, 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun, 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu dâhil görevin gerektirdiği diğer temel mevzuat % 60 şeklinde uygulanacak…
Basit bir ifadeyle sınavda 100 soru sorulacaksa konuların karşısında verilen yüzdelik pay soru sayısına denk gelmektedir.
Soru konu dağılımından anlaşıldığı üzere mevzuatı iyi bilenler bu işi kotaracak… Müdür ve müdür yardımcısı adayı arkadaşlarıma bir nebze yardımım olsun diye gece gündüz bilgisayar başında çalışıyorum. Ordan buradan mevzuatı derleme uğraşındayım. Beni en çok zorlayacağını düşündüğüm 657 sayılı Devlet Memuları Kanunu… Okumakla bitmez… İntten özet aradım. Uzun uğraşlarım meyvesini verdi. Aradığımı buldum. Hem de sunu şeklinde… Bursa Valiliği Disiplin ve Hukuk Bürosu hazırlamış… Emeği geçenlere teşekkürler… http://docs.google.com/present/view?id=dggs8d2k_24gmwzc5c3 bağlantıyı tıklarsanız sunu açılacaktır.
Diğer doküman ve linklerini kısa süre sonunda bu sitede bulabileceksiniz.
Sınava katılacak yönetici adaylarına sıkı bir çalışma dönemi tavsiye ederken, şimdiden başarılar dilerim.
Yönetmeliğin tamamı için: http://tokat.meb.gov.tr/sinav/2009/ATAMA/20090813-2.htm
28 Temmuz 2009 Salı
SBS 2. Yerleştirme ve Tercihinde Yükselme İşlemleri
26 Temmuz’da 1. Yerleştirme sonuçları açıklandı.
Temennim bu satırları okuyan aday ve aday yakınlarının gönüllerindeki okula yerleşmiş olması…
Yaa yerleşemeyenler veya yerleştiği halde okulunu beğenmeyenler…
Onlar için her şey bitti mi?
Hayır her şey bitmedi.
Onlar için yeni bir süreç başladı.
Bu satırları okuyan herkesten ricam; buradaki bilgileri ilgili olanlarla paylaşın…
Paylaşın ki, bu insanların yaşam kalitesine katkıda bulunun.
Her şey bitmedi dedik.
Önce 1. tercihe göre yerleşemeyenler için bitmeyeni yazalım.
27 Temmuz -05 Ağustos tarihleri arasında 1. tercih sonucuna göre kayıtlar yapılmaya devam ediyor. Kazananların bazıları kayıt yaptırmayacak… Yaptıranların bir kısmı da 2. yerleştirmeye katılmak istiyorsa yaptırdığı kaydı sildirecek… Birçok aday özel okullara kayacak… Önemli miktarda kontenjan açığı oluşacak… Boş kontenjanlar 6 Ağustos’ta ilan edilecek.
Buradan; l. Yerleştirme sonucuna göre kazanan adaylardan 2. yerleştirmeye katılmak isteyenlere önerim; kazandığınız okula boşuna kayıt yaptırmayın…
2. Yerleştirmeye katılım dilekçesini verdiğiniz anda yaptırdığınız kayıt zaten silinecektir. O nedenle zahmet buyurmayınız.
Uzun lafın kısası; yerleşemeyenler, yerleştiği halde daha üst tercih diyenler 7-11 Ağustos tarihleri arasında okullarınıza gidin… 2. Yerleştirme için talepte bulunun…
Sonra…
Sonra; 15 Ağustos’u bekleyin…
O gün 2. yerleştirme sonuçları ilan edilecek.
Sonra…
17-22 Ağustos tarihleri arasında kazandığınız okula mutlaka, ama mutlaka kaydınızı yaptırınız.
Sonra…
Yerleşmiş olun veya olmayın, ister 1. İster 2. yerleştirme sonucuna göre yerleşin, kaydınızı yaptırmış olun, mutlaka 24-26 Ağustos tarihleri arasında okulunuza gidip Tercihinde Yükselme işlemi için dilekçe verin...
Tercihte Yükselme işlemine dahil olmanız kaydınızı sildirmeyecektir.
Size verilmiş olan bu hakkın mutlaka kullanın…
Hiçbir şey kaybetmeyeceksiniz.
Sadece kendinize yeni bir fırsat tanımış olacaksınız.
Bu işlemler sonunda listenin üst sıralarına tırmanan öğrenciler aşağıda boşluklar oluşturacak, bu boşlukları da yerleşemeyenler dolduracaktır.
Sonra 1 Eylül’de yükselme sonuçlarının ilanıyla son kayıt maratonu başlayacak, bu maraton 7 Eylül’de son bulacak…
Tüm bunları yaptığı halde yerleşemeyenler için her şey bitmiş mi olacak.?
Hayır.
Bir şansınız daha var?
Özel yetenek, mülakat ve beden yeterliliği ile öğrenci alan Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Liseleri, Anadolu İletişim Meslek Liseleri, Anadolu Kız Teknik/ Anadolu Teknik Liseleri (Kız Teknik Öğretim), Anadolu Kız Meslek/ Anadolu Meslek Liseleri (Kız Teknik Öğretim) Büro Yönetimi ve Sekreterlik Alanı, Eğlence Hizmetleri Alanı, Gıda Teknolojisi Alanı, Güzellik ve Saç Bakım Hizmetleri Alanı, Gazetecilik Alanı, Halkla İlişkiler ve Organizasyon Hizmetleri Alanı, Hasta ve Yaşlı Hizmetleri Alanı Konaklama ve Seyahat Hizmetleri Alanı, Radyo Televizyon Alanı ile Yiyecek İçecek Hizmetleri Alanı ile Anadolu Ticaret Meslek Liselerinin Yiyecek İçecek Hizmetleri bölümleri var. Yeteneğinize güveniyorsanız bu şansınızı da kullanın… Ayrıntı aşağıdaki linkte…
Sonra…
Fen, Anadolu veya Genel Lise ne fark eder. Azimle çalışan öğrenci her okulda başarıyı yakalar. Genel Lisede çalışan bir öğretmen olarak bunu çak sayıda örneğine tanık oluyorum.
Hangisi olursa olsun hayatınızın en unutulmaz anılarını yaşayacağınız dört veya beş yılını geçireceğiniz liseniz, yeni arkadaşlarınız, yeni öğretmenleriniz…
Kendinizi buna hazırlayın…
Bu arada tebessümü unutmayın.:-))
Sevgilerimle…
Coğrafyacı…
Yerleştirme Kılavuzu http://oges.meb.gov.tr/document/2009-TERCİH%20KILAVUZ-02-TEMMUZ.pdf
26 Temmuz 2009 Pazar
Yemekteyiz Show Tv
“Eşek, hoşaftan ne anlar?”…
Dün akşam ki (25.07.2009) Yemekteyiz’e damgasını vuran deyim oldu.
Tokat gibi patladı konukların suratında Selda’nın bu sözü…
Ekranların başındaki bizler şoke olduk.
Pekin ördeğini, kepek ekmeği içinde servis edilen brokoli çorbasını, çikolata tatlısını geri plana itti bu söz…
İştahları kesti.
Aç kalkıldı sofradan…
Çanta da tedbir amaçlı getirilen lavaş ekmeği arasında yenen peynir domates yetişti imdada…
Milyonların izlediği bir show programına katılıyorsun….
İyi yemek yaparım, iyi ağırlarım iddiasıyla ortaya çıkıyorsun…
Özene bezene sofranı hazırlıyorsun…
Yemeğini, emeğini sunuyorsun…
Konuklar yemeğini eleştirince “eşek hoşaftan ne anlar” oluyor.
Ağır hakaret…
Bu “siz eşeksiniz, eşek olduğunuz için yemeklerimi hak etmiyorsunuz, yemeklerimi anlamıyorsunuz”un doğrudan söylenişidir.
Ayrım yapmadan…
Tüm konuklarınıza “eşeksiniz” demenin savunulacak bir yanı yok.
“Eğer birinci olursam ödülü hayvan barınaklarına bağışlayacağım” da ne oluyor.
Ağız ucuyla konuklardan dilenen özürden sonra bu lakırdı olmadı. Yakışmadı.
Özür kabahatten büyük oldu.
Diğer yandan bu ortamı oluşturmak üzere olağanüstü çaba sarfeden, masanın kontrolünü sonuna kadar elinde tutan Faik Öztürk’ün hiç mi kabahati yok.
Var.
Çok var.
Özel pilav eşliğinde sunulan iyice kızarmış pekin ördeğini görür görmez “ben ördek yemem, hayatımda yemedim, ördekleri severim, ördek hiç yenir mi, ördekler yüzerken güzeldir, kuzu yerim, büyükbaş hayvanlar, tavuk o kadar sevimli değildir, onları yerim” gibi ipe, sapa gelmez laflarla aranırsan tahrik edersin Faik Bey kardeşim…
Amacına ulaştın.
Selda’yı saf dışı bıraktın.
Tarihi 8 gibi düşük puanla…
Ara sıra yaşananların mizansen olduğunu düşünürdüm. Reyting kaygısıla…
Dün akşam ki Yemekteyiz’den sonra fikrim değişti.
Yapımcı veya yönetmen düşündüğüm ölçüde müdahaleci olmadığını anladım.
Bir şeyi daha anladım.
Birinciyi belirleyen yemek veya ambians değil…
Davranış.
Biraz da popülarite…
Fide’nin, Selda’nın, Hale’nin ve Faik’in yemeğini Salih’inkiyle karşılaştırınca birinci Salih diyorsunuz.
Bunu yarışmacılar da söylüyor.
Bunu söyleyen yarışmacılar Salih’i birinci yapmıyor.
Kimi birinci yapıyor?
Kendileriyle yarıştırılmasının haksızlık olduğunu her fırsatta dile getirdikleri Faik’i…
Ünlü ve popüler olduğundan sızlandıkları, saldırgan Faik’i…
Üstelik bu durum nedeniyle Faik’e düşük puan vereceklerini ima edenlerin verdiği puanlarlarla Faik birinci seçiliyor.
Faik bile bu sonuca şaşırıyor.
Bu ikiyüzlülük değil de nedir?
Programda yaşanan bunca olumsuzluğun dışında diğer olumsuzluk ters bir zamanda yayımlanmasıydı.
Aynı saatte Sky Türk’te YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun katıldığı program sık kesintiye neden oldu.
Yemekteyiz’le ilgili son söz: İzleyici oylarıyla haksızlığın giderileceğini umuyorum..
Not: Yukarıdaki fotoğrafların Show Tv Yemekteyiz programı ile hiç bir ilgisi yoktur. Öğretmen adaylarının memleketin dört bir yanına dağılmadan önceki veda toplantısında çekilmiştir. Kopyalanamaz, çoğaltılamaz.19 Temmuz 2009 Pazar
Sigara İçmek Yasaktır Kanunu
19 Temmuz 2009 tarihinden sonra hastanelerde, pastanelerde, barlarda, kafelerde, kahvelerde, birahanelerde kamuya açık bütün kapalı mekanlarda (açık mekanlar da yasaklanmalı) tütün mamulleri tüttürülemeyecek…
İyi de olacak...
(Orijinal adı “Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun” olan kanunun tam metni aşağıdadır)
Toplum sağlığı için en büyük tehdit sigara hayatımızdan biraz daha uzaklaşacak. Zira tehdit sadece tiryakiler için değil onların kirlettiği atmosferi soluyan herkes için geçerlidir.
Bu tehdidin ana kaynaklarından sosyal mekanlar artık temiz hava sahası…
Uygulamaya karşı çıkanlar olacaktır. Bunu insan hakları içinde değerlendirip şaşılacak kadar ikna edici nitelikte savunma yapıp, çok sayıda taraftar da bulabileceklerdir. Tıpkı 1996 yılında toplu taşıma araçlarında sigara yasağına karşı çıkıp, taraftar buldukları gibi…
Ne büyük ilkellikmiş…
Ne derin gerilikmiş…
Birkaç yıl sonra bugün başlayan ve bizi çağdaş ülkelere bir adım daha yaklaştıran sigara yasağını aynı duygularla hatırlayacağız.
Ve Türkiye bugün itibarıyla sigara yasağını kapsamlı uygulayan Avrupa ülkeleri arasında 3’üncü, dünyada 6’ncı sırada yer alıyor.
Uygulamanın etkili olabilmesi için herkese sorumluluk düşüyor.
İçmeyin…
İçirmeyin.
Polonyum - 210 (kanserojen), radon (radyosyon), metanol (füzeyakıtı), toluen(tiner), kadmiyum (akü metali), bütan (tüpgaz), DDT (böcek öldürücü, üretimi yasaktır), hidrojen siyanür (gaz odaları zehiri), aseton (oje sökücü),
naftalin (güve kovucu), hidrojen siyanür (gaz odaları zehiri), arsenik (fare zehiri), amonyak (tuvalet temizleyicisi) , karbon (eksoz Monoksit gazı),
Nikotin (bağımlılık yapıcı), katran (zift) ve 3.885 benzer toksik maddenin
sizi engellemesine izin vermeyin.
Musa Özcan
Fotoğraf Milliyet İnt: http://i.milliyet.com.tr/MansetSol378_495/2009/07/19/fft1_mf320422.Jpeg
5727 nolu Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanun ‘a tıklayın ulaşın:
http://www.solunum.org.tr/pdf/20090713-5727NoluKanun.pdf
5 Şubat 2009 Perşembe
Tarih ödevi
Siyasetçilere mi?
Yeni Sevr senaryolarını Türkiye üzerinde uygulama fırsatı kollayanlara mı?
Diyaspora’nın içimizdeki uzantılarına mı?
Yoksa Diyaspora'nın Dünya’nın en uzak köşelerinde oynadığı oyunlarda görüldüğü gibi parlamentolar mı yazmalı tarihi?
Fransızlar bile yaptıkları yanlışı gördüler. Güçlü Ermeni lobisinin yoğun baskısına karşın Fransız parlamentosu soykırım tarihi yazmaktan vazgeçti. İnanabiliyor musunuz: Sarkozy bile tehciri soykırım kabul etmeyeni cezalandırmayı uygun bulmuyor.
Sarkozy yanlıştan dönüyor da, bizim Fransızlar ne yapıyor? Onlar kampanya başlatıyor? Hem de Türkiye’de…
Bu yeni moda tarih yazma kampanyası… Dünya’nın neresinde böyle bir girişim var.
Yap kampanyayı, yaz tarihi… Nasıl istersen öyle bitsin…
Merak ettiğim “özür gurubu” kaç kişiye ulaşırsa tehcir “soykırım” kabulü görecek? Onbin… Yüzbin… Beşyüzbin…
Yani beş yüzbin kişi “bu olmuştur” derse veya “soykırım olduğuna inanıyorum” derse soykırım gerçekleşmiş mi olacak? Taraftarınız ne kadar çoksa o kadar haklı mı olacaksınız?
Tıpkı bir takım taraftarı olmak gibi… Taraftarım çok, öyleyse haklıyım. Bunun başka bir örneği var mı?
Devletin en tepesi de bu tartışmaya dahil oldu. Bu katılım tartışmanın önemi ve boyutunu daha da büyüttü. Cumhurbaşkanlığı makamı “tartışılsın, yarar vardır” der. Başbakanlık “özür dilemek, soykırımı kabul ediyorum anlamına gelir, yanlış girişim” der.
Genelkurmay çok gerekli görmezse bu konularda açıklama gereği duymaz. Önemli sonuçlar yol açabileceğini görmüş olmalı ki, “Yapılanları doğru bulmuyoruz. Yanlıştır. Zarar verebilecek sonuçlar doğurur” şeklinde açıklamayı uygun bulmuş.
Devletin tepesi bile fikir ayrılığına düştü.
Bir tek tarihi bölünmeyi yaşamamıştık. Orada da bölünmeyi başardık.
Soykırımı destekleyenler bir tarafta, yoktur diyenler diğer tarafta… Tam da ihtiyacımız olan şey di…
Okuma-araştırma özürlüyüz. “O diyorsa doğrudur” anlayışı hakim. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmakta üstümüze yok.
Al kalemi eline başla yazmaya… Bir de kamuya seslenme fırsatı verilmişse, konuya hakim olmaman, yetersiz bilgin önemli değildir artık. Uydur, uydur yaz…
“Tarih, tarihçilere bırakılmalı” diyenleri yan çizmekle, kaytarmakla, martaval okumakla suçla… Suçla da tarihi kime bırakılacağından bihaber olduğunu fark etme. Ezberlediğin iki sözcüğü yinele dur… Bu cehalet sana tarihte eşi görülmemiş mertlikteki Çanakkale savunmasına “Çanakkale soykırımdır” dahi dedirtir.
Kampanya ile tarih yazılmaz. Tarih için kanıt-belge, yer-zaman, sebep-sonuç yeterlidir. Bunu bilmek için aydın olmak da gerekmez.
Kampanya ile çarpıtılmak istenen olay nedir? Ermeni tehciri… Yer; belli midir? Evet Anadolu… Sebep; Rus çağrılarına uyan, isyan eden, müdafaadan yoksun Anadolu’da çeteler kurup Türkleri katleden Ermeniler, zaman 1915, sonuç tehcir…
Olay tarih öncesinde geçmiyor. Geçen yüzyılın ilk çeyreğinde yaşanıyor. Kanıtta bol, belge de…
Tarih yazılmıştır ve açıktır.
Ya bu nedir? Bu, olsa olsa Diyaspora’nın yeni bir oyunudur. Diyaspora Türk-Ermeni yakınlaşmasını görmüştür. Ermenistan-Azerbaycan arasında barış umutları yeşermeye başlamıştır. Ve Türkiye Kafkasya’da etkin role girişmiştir. Kafkaslar da barış meltemleri esmeye başlamıştır. Yeminli Türk düşmanlarının besin kaynağı olan kin, nefret, kan, gözyaşının yerini barış, kardeşlik, dostluk duygularının alma olasılığı doğmuştur. Buna izin verilmemelidir?
Kendimize şu soruları soralım: Bu kampanyanın Cumhurbaşkanı Gül’ün ziyaretiyle gelişmekte olan Türkiye-Ermenistan ilişkilerine katkısı olacak mı? Veya Karabağ işgali sonu mu bulacak? Azeri-Ermeni barışı mı sağlayacak? Hocalı katliamının acıları unutturacak mı? Ya da Asala’nın katlettiği diplomatlarımızın yarım kalan yaşamlarını geri mi verecek?
Ermeni anayasasındaki Türk düşmanlığı ifadeleri dostluk çağrılarına mı dönüşecek?
Ermeni çocuklarının zihinlerine ekilen kin tohumlarının yerinde sevgi çiçekleri mi yeşerecek? Yine Erivan meydanlarında ayaklar altında ezilen Türk bayrağı kardeşlik gönderine mi çekilecek?
Yine Erivan’da Türk düşmanlığının simgesi haline gelen “soykırım anıtı” “dostluk abidesi”ne mi dönüşecek?
Kampanyanız tarih mi değiştirecek?
Bir Ermeni Türkiye’nin her köşesinde ben Ermeniyim diye haykırabilir. Ya “özür gurubu”na dahil olmuş Türklerden herhangi biri Erivan veya Ermenistan’ın herhangi bir yerinde Türklüğünü yüksek sesle ifade edebilir mi?
Bu sorulara evet diyebiliyorsanız; tarihe rağmen, ben de “özür gurubu”nuza EVET diyeceğim.
Musa Özcan
hits